İslam ülkeleri arasında yeni bir yüksek öğretim alanının oluşturulması ve buna yönelik işbirliklerinin yapılması amacıyla Yüksek öğretim Kurulu tarafından düzenlenen “İslam Ülkeleri Rektörleri Forumu” açılış oturumu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirildi.
“İslam Dünyası Yüksek öğretim Alanının Oluşturulması” temalı toplantının açılış oturumu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Forum’un açılış konuşmasını yapan YÖK Başkanı M. A. Yekta Saraç, ülkenin birliğinin, dirliğinin ve müreffeh yarınlarının sembolü olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde, İslam ülkeleri arasında yeni bir yüksek öğretim alanı oluşturmayı hedefleyen toplantının açılışı için bir araya geldiklerini belirterek, tüm İslam dünyası rektörlerine ve tüm katılımcılara teşekkürlerini sundu.
YÖK olarak ufuklarını sadece Türkiye’nin coğrafi sınırları ile sınırlandırdıkları takdirde Türkiye’nin, İslam dünyası ve bütün dünyaya yönelik bilime ilişkin hedeflerine ulaşmasının mümkün olmayacağını bildiklerini ifade eden Saraç, “Büyük Türkiye’nin uluslararası alanda gösterdiği belirleyici aktör olma başarısının, ülkenin tüm kurumları ile de desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle YÖK, uluslararası alanda etkin ve verimli olma amacını -ülkemizin bilim tarihini de dikkate alarak- ‘İslam dünyasında bir yüksek öğretim alanı oluşturma’ başlığıyla desteklemeye karar vermiştir” ifadelerini kullandı.
Oluşturulacak ortak yüksek öğretim alanı ile pek çok imkan ve fırsatın doğacağını vurgulayan Saraç, İslam dünyasında baş gösteren krizlerin çözümüne bu yakın işbirliklerinin de önemli katkı sağlayacağının altını çizdi.
“14 bin Suriyeli gencimiz yükseköğrenim görmektedir”
Bugün YÖK olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönlendirmeleriyle yükseköğretim sistemi dışında kalmış Suriyeli gençlerin sisteme dahil olabilmeleri için çok önemli düzenlemeler yaptıklarını sözlerine ekleyen Saraç, “14 bin Suriyeli gencimiz yükseköğrenim görmektedir. Ayrıca, 400’ün üzerinde Suriyeli akademisyen, üniversitelerimizin ve bilim dünyasının bir parçası olmuştur. Fakat şunu da biliyoruz; öğretim üyesi ve öğrenci değişimleri ile İslam ülkelerinin akademileri birbirleriyle daha yakın ilişkiye girmiş olsaydı bu katkı daha farklı ve etkin bir boyutta gerçekleşebilirdi” açıklamasında bulundu.
İslam dünyasının rektörlerinin tartışacağı konular arasında; ortak mezun yeterlilikleri çerçevesi, ortak kalite güvence sistemi, ortak kredi sistemi, yeterliliklerin ve diplomaların tanınırlığı konularının yer aldığını söyleyen YÖK Başkanı Saraç, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu şekilde oluşturulacak İslam ülkeleri ortak yükseköğretim sistemi ile öğrenci ve mezunlarımızın hareketliliği mümkün olabilecek, öğrencilerimiz, eğitimlerinin belli dönemlerini yıl kaybı olmadan farklı bir İslam ülkesindeki üniversitemizde geçirebilecektir. Bu da başta akademik ve kültürel olmak üzere birçok açıdan önemli kazanımlar sağlayacaktır. Bu kapsamda hareketliliğin bir üst aşaması olan ortak diploma programları da bu forumda ele alınacak ve tartışılacak konular arasındadır. Bu konu, YÖK’ün öncelikleri arasında yer almaktadır. Bu programlar sayesinde öğrencilerimiz, aynı eğitim süresi içerisinde iki hatta üç diploma sahibi olabileceklerdir. Bu şekilde başlatılacak girişimler, sadece öğrenci değişimi ve eğitim süreçleri ile sınırlı kalmayacak, öğretim üyesi ve araştırmacıların değişimi de bu şekilde işbirliklerinin arttırılması süreçlerine katkıda bulunacaktır. Bu da İslam dünyasının bilim alanındaki gücüne katkı sağlayacaktır.”
Bugün bilim dünyasının araştırma alanındaki ortaklıklarını sergileyen haritalara bakıldığında bilimsel işbirliği alanında İslam coğrafyasının son derece zayıf olduğunun görüldüğünü belirten Saraç, “İslam dünyasındaki üniversitelerimiz, Batıdaki üniversiteler ile birçok ortak araştırma çalışmaları yaparken, maalesef kendi aralarındaki işbirliği ile yapılan araştırmaların sayısı çok sınırlıdır. Bunu aşmak bilimin üzerindeki tekelleri de kırmak anlamına gelecektir. Bu tekeller, İslam ülkelerinin bilim ve teknoloji üretimi alanında öncü olmalarının önüne bilinçli bir şekilde çıkarılan engellerdir. Ülkelerin milli gelirleri ile üniversitelerinin sıralamalardaki yeri doğrudan ilişkilidir. İslam dünyası, dünya nüfusunun yüzde 16’sını oluştururken, bilimsel eser çıktılarında bu oran ne yazık ki % 6.9, yüksek teknoloji ürünlerindeki ihracatta ise yüzde 3.3’dür” dedi.
“Mevlana programı ile 2013-2017 yıllarında toplam 7 bin 137 öğretim üyesi ve öğrenci faydalanmış olup bunun 4 bin 576’sı yani yüzde 64’ü 26 İslam ülkesi iledir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönlendirmeleri ile YÖK’ün başlattığı ve sürdürdüğü Mevlana değişim programının kendilerine, İslam ülkelerinin kendi kurguları, kendi imkanları ile uluslararası düzeyde değişim programlarını ve projelerini hayata geçirebileceğini öğrettiğini ifade eden Saraç, bunu Türkiye olarak gerçekleştirmeye ve sonuçlarını almaya başladıklarının altını çizdi.
Değişim programı denildiğinde artık sadece Erasmus’un akla gelmediğini sözlerine ekleyen Saraç, “Mevlana programı ile 2013-2017 yıllarında toplam 7 bin 137 öğretim üyesi ve öğrenci faydalanmış olup bunun 4 bin 576’sı yani yüzde 64’ü 26 İslam ülkesi iledir. Mevlana programı, ülkemizin yükseköğretiminin uluslararası düzeyde bir gurur kaynağı olma yolunda ilerlemekte, yakında uygulamaya soktuğumuz ortak projelere dayalı değişim formatı ile de zenginleşmektedir” şeklinde konuştu.
YÖK Başkanı Saraç, İslam dünyasının ortak kültürel değerleri, görkemli bilim geçmişi, ortak sorunları paylaşma tecrübesi sayesinde, bilgiyi insan saadetini ve refahını temin için fazilet kaynağı olarak görecek bir yükseköğretim sisteminin oluşturulabileceğine olan inancının tam olduğunu belirterek konuşmasını tamamladı.
Forumun açılışına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve YÖK Başkanı Saraç’ın yanı sıra Bakanlar ve kamu kuruluşlarının yöneticileri, İslam Ülkelerinin Türkiye Büyükelçileri, YÖK Üyeleri, İslam coğrafyasında yer alan 30’un üstünde ülkeden 120 üniversite rektörü, Türkiye’deki devlet ve vakıf üniversitelerinin rektörleri ve YÖK yetkilileri katıldı.
Toplantının açılış oturumunun tamamlanmasının ardından Bilkent Otel ve Konferans Merkezi’nde “Yeterlilikler Çerçevesi ve Kalite Güvencesi”, “Kredi Transfer Sistemi ve Hareketlilik”, “Kalite Güvence Ajansları, Tanınırlık ve Denklik” ile “Ortak Eğitim Öğretim Programları” başlıklı öğleden sonra iki eş zamanlı toplam dört panel halinde düzenlenecek panel oturumlarına geçildi.