Bir ülkenin büyümesi ve özgürlüğü güçlü ekonomiden; güçlü ekonomi ise yüksek oranda ihracattan geçer. Dünyada yıllık küresel mal ticareti 17-18 trilyon dolar, hizmet ticareti 5 trilyon dolar civarındadır. Ülkemizin 2023 vizyonundaki hedefi, mal ihracatında 500 milyar dolar, hizmet ihracatında 150 milyar dolar olup bunun 7.2 milyar dolarının eğitim turizminden elde edilmesi planlanmıştır. Bugün itibari ile hizmet ihracatımız 40 milyar dolar, eğitim turizminden elde edilen pay ise 1 milyar dolar civarındadır. Gecikmiş olsa da 23 Mart 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Hizmet İhracatçılar Birliği (HİB), hizmet ihracatına verdiğimiz önemi ve 2023 vizyonu hedeflerine ulaşmak için karalılığımızı göstermektedir. Hizmet ihracatı denilince akla ilk gelen alanlar; genel turizm, sağlık turizmi, eğitim turizmi, yurt dışı müteahhitlik hizmetleri, yük ve yolcu taşımacılığı, lojistik, film sektörü ve yayıncılık gibi sektörlerdir.
Eğitim turizmi dünyada 1970’li yıllardan sonra hızla gelişmeye başlamıştır. Dünyada dolaşan uluslararası öğrenci sayısı 1980 öncesi 1 milyonun altında idi. OECD verilerine göre; 2011 yılında bu sayı 4.3 milyona ulaşmış olup 2025 yılında uluslararası öğrenci sayısının 7.2 milyon olacağı tahmin edilmektedir. Eğitim turizmi sektöründe dönen ciro bugün 100 milyar dolar iken 2025 yılında 300 milyar dolara yaklaşacağı tahmin edilmektedir.
Eğitim Turizmi, “öğrencinin bilgi ve becerisini geliştirmek için eğitim amaçlı yaşadığı ülkeden başka bir ülkeye gidip eğitim almasıdır.” şeklinde tanımlanmaktadır. Eğitim turizminin sınıflandırılmasında ortak bir görüş olmamakla birlikte genellikle dört ana başlıkta yapılmaktadır:
- Yükseköğrenimde okuyan uluslararası öğrenciler (lisans, yüksek lisans, doktora vb.)
- Orta öğrenimde eğitim alan uluslararası öğrenciler (eğitim için yurt dışından gelenler, ülkede yerleşik yaşayan yabancı uyruklu öğrenciler ve yabancı misyon şefliklerin çocukları vb.)
- Türkçe ve yabancı dil eğitimi için (dil kursu için) gelen uluslararası öğrenciler (özel Türkçe dil kursları, TÖMER öğrencileri, özellikle sahillerdeki tatil köyleri şeklindeki yabancı dil kursları)
- Kısa süreli eğitimler için yurt dışından gelen kursiyerler (1-2 hafta süren sağlık, otelcilik, moda tasarım, pazarlama vb. alanlarda düzenlenen özellikli seminer ve kurslar)
Bu sınıflandırmaya göre ülkemizde okuyan uluslararası öğrenci sayısına bakacak olursak; uluslararası öğrenci sayımız 2008’de 18 bin iken 2018 yılı itibari ile üniversitelerde yaklaşık 130 bin (2016-2017 öğretim yılında YÖK verilerine göre üniversitelerdeki kayıtlı uluslararası öğrenci sayısı 115 bin 027’dir), Göç İdaresi 2016 raporuna göre MEB’e bağlı okullarda okuyanlar 232 bin 714 (166 bin 482 Suriyeli öğrenci dâhil), dil kurslarında Türkçe ve yabancı dil eğitim alan öğrenci sayısı ise tahminen 50 bini aşkın olup, kısa süreli eğitim alanların yıllık sayısı, net olarak bilinmemekle birlikte, on binler ile ifade edilmektedir.
Eğitim turizminin tüm bölümlerindeki toplam göz önünde bulundurulduğunda 2018 yılı itibarı ile yaklaşık 300 bine yakın uluslararası öğrenci ülkemizde yaşamaktadır. Her ne kadar istatistiki verilerde genellikle üniversitelerde okuyan uluslararası öğrenci sayısı kullanılsa da eğitim turizminin tanımına ve hizmet ihracatındaki önemine bakıldığında eğitim turizmini oluşturan dört kategorideki uluslararası öğrenci sayısı gerçek verileri oluşturmaktadır.
OECD verilerine göre 2011 yılında Amerika %16.4 oran ile 1 milyon uluslararası misafir öğrenci ve yıllık 20 milyar dolar gelir ile sektörde ilk sıradadır. Çin ise %15.3 oran ile yurt dışına en çok öğrenci gönderen ülke olup, OECD verilerine göre 2011 yılında 723 bin öğrenci göndermiştir.
Yükseköğrenimde eğitim alan uluslararası öğrencilerin yarısı İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Erzurum ve Eskişehir de; orta öğrenimde eğitim gören uluslararası öğrencilerin büyük bir kısmı İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Konya ve Kayseri’dedir.
Dil kursu için gelen öğrenciler ise Türkçe eğitimi için TÖMER ve özel kurslar için Ankara, İstanbul; yabancı dil kursları için turizm bölgesi olan sahillerdeki Antalya, Muğla, Aydın ve İzmir illerimiz de yaşamaktadırlar.
Eğitim turizminin özelliği gereği bu kapsamdaki öğrencilerin harcamaları ülkenin her köşesine yayılmış olup mahalledeki bakkala, büfeye, okul kantinine, ildeki kafelere alışveriş merkezindeki tüm esnafa 12 ay boyunca yansımaktadır. Genel turistin harcaması tam pansiyon kapsamında sahillerdeki illerle ve sadece otellerde sınırlı olup tatil süresince yapılmaktadır. Genel turistlerde bir haftalık tatil her şey dâhil kişi başı harcama 800 doları geçmemektedir. Ancak bir eğitim turistinin yıllık harcaması (eğitim bedeli ve barınma giderleri) 6-25 bin dolar arasında değişmekte olup uzunca bir süre ülkemizde kalmaktadırlar. Ayrıca vakıf üniversitelerinde tıp, diş hekimliği, eczacılık ve hukuk gibi bölümlerde okuyan zengin öğrencilerde yıllık harcamanın 40-50 bin doları bulduğunu da unutmamak lazım. Bugün itibari ile Türkiye’nin tüm eğitim turisti kategorilerinden elde ettiği yıllık gelir 1 milyar dolara ulaşmıştır.
Eğitim turizminin ekonomik değerinin haricindeki etkileri de çok önemlidir.
Uluslararası öğrencilerin üniversitelerimizin uluslararasılaşmasında çok katkısı olmaktadır. Genel öğrencilerin başarısına ve kültürler arası diyaloğa katkı sağlamaktadır. Eğitim kurumunun dışında da toplumun başka kültürleri tanımasına ve vizyonun gelişmesine katkı sağlamaktadır. Belki de en önemli etki bu öğrenciler mezuniyet sonrasında ülkelerinde Türkiye’nin birer gönüllü tanıtım elçileri olacaktırlar. Ülkesi ile Türkiye arasında ticari işbirliklerini güçlendirici bir rol üstlenecektir.
Sonuç olarak; eğitim turizmi tüm ülkelerde olduğu gibi bizim için de hizmet ihracatı, eğitim kurumlarımızın uluslararasılaşması, kültürler arası diyalog, uluslararası ticaretin geliştirilmesi ve ülkemizin diğer ülkelerdeki stratejik konumun güçlenmesi için çok önemli bir sektördür. Bu sektörün gelişmesi için kaliteli eğitim sistemi, kurumlar arası koordinasyon, üniversiteler, diğer eğitim kurumları, kamu kurumları ve ilgili sivil toplum kuruluşları işbirliği ile çalışılır ise 2023 hedeflerine ulaşabiliriz.
Eğitim turizminde, bölgemizde lider bir ülke olmak istiyorsak kalite, markalaşma, tanıtım ve sürdürülebilirliği çözmemiz gerekir. EDUCATION IN TURKEY sloganımızı marka olarak kullanabiliriz. Tanıtım materyallerimiz İngilizce haricinde çok dilli olmalı (Afrika da Fransızca, Orta Asya da Rusça yaygın olup İngilizce bilinmemektedir), pazarlamada sosyal medyada çok aktif olunmalı. Tanıtımlar da eğitim turizmini kesinlikle ülkemizin tarihi, coğrafyası, iklimi kültürü ve misafirperverliği gibi güzellikleri ile pazarlamalıyız. Sürdürülebilirlikte ise ülkemizdeki misafir öğrencilerin sorunlarının çözülmesi, destek olunması ve ülkelerine memnun olarak gönderilmesi gerekir.
Ayrıca eğitim turizminde çok önemli bir yeri olan dil kursları ihmal edilmemeli. Türkçe artık bir dünya dili olma yoluna girmiştir. Ayrıca Afrika ve Asya ülkeleri için İngilizce gibi yabancı dil eğitimi ülkemizde hem tatil hem eğitim kapsamında Avrupa’dan çok daha ucuza, ana dili yabancı olan eğitmenler ile verilmektedir. Bölgesinde eğitim turizminde lider ülke olmak ve 2023 hedeflerini yakalamak için hep birlikte çalışmalıyız.
Uluslararası Öğrenci Hizmetleri Derneği Başkanı
Dr. Dursun Aydın